yapmak

yapmak
-ar -i
1. 做到, 制做, 制作: ayakkabı \yapmak 做鞋, 制鞋 heykel \yapmak 雕像, 塑像 mobilya \yapmak 做家具 resim \yapmak 作画 uçurtma \yapmak 制作风筝, 糊风筝 yemek \yapmak 做饭 Ağabeyim bana, tahta parçalarını kerterek oyuncaklar yapıyor. 哥哥正在为我刻木头玩具。Güzel bir bahar resmi yapacağım. 我要作一幅美丽的春景画
2. 制造, 生产; 建造, 建筑: ev \yapmak 建造房子 kumaş \yapmak 织布 makine \yapmak 制造机器 otomobil \yapmak 制造汽车 yapı \yapmak 建造大楼
3. 创立, 创建, 建立; 制定: bir birlik \yapmak 建立联合会 kanunları \yapmak 制定法律
4. 做, 进行, 完成: görev \yapmak 履行职责, 尽义务 iş \yapmak 工作, 做事 ödev \yapmak 做作业 temizlik \yapmak 做卫生, 打扫卫生 sabah jimnastiği \yapmak 做早操 Ne yapsam? 我做什么好呢?
5. 修理, 修补: Bozulan saatimi saatçi yaptı. 钟表匠修好了我的表。Tamirci gelip bozulan televizyonu yaptı. 修理师傅来把电视机修好了。
6. 引起, 产生, 成为…原因: Durgun sular sıtma yapar. 死水中孳生的蚊子会引起疟疾。Kirli sular kolera yapar. 脏水会引起霍乱。Mikroplar hasta yapar. 细菌会引起疾病。
7. 使变成, 使成为: Ekmek toprağı altın yapar. 劳动使黄土变成金。Bu idman insanı çevik yapar. 这种操能使人的身体变灵活。
8. 干, 做, 办, 搞, 行事, 做事, 处事: iyilik \yapmak 行善, 做好事 kötü \yapmak 做得不好 uygun \yapmak 做得适宜, 做得合适 istediğini \yapmak 你想做什么就做什么 gazete okur gibi yapan 装作读报样子的 Ben ona birşey yaptım mı? 难道我做了什么对不起他的事吗?Ne yapayım (或 yapsam) ? 我做什么好呢?İyi yapmıyorsunuz, çocuğu çok azarlıyorsunuz. 您常常骂孩子, 这样做不好。İyi yaptınız da geldiniz. 您来了, 这就对了。Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma. 己所不欲, 勿施予人。
9. 是: Bu kış çok soğuk yaptı. 今年冬季很冷。Bu yaz çok sıcak yaptı. 今年夏季很热。
10. 得到, 获得, 受到; 实现: İlk ve orta öğrenimini Anadolu'da yapmıştı. 他在安那多卢获得了中小学教育。
11. 解大便, 拉屎: Çocuk altına yapmış. 小孩子拉屎(弄脏衣服、被褥等)。
12. 从事…职业, 做…工作; 当上: çiftçilik \yapmak 从事农业, 务农 doktor \yapmak 当医生 öğretmenlik \yapmak 从事教师职业 terzi \yapmak 当裁缝 valilik \yapmak 做省长工作
13. 执行, 实行, 施行; 实现, 做, 履行, 完成: Dediklerimi yapsın. 让他照我说的做。Yasaların dediklerini yapmalı. 必须按法律规定办事。
14. 把…嫁给
◇ yapamamak 不能, 不能不: Ben onsuz yapamam. 我不能没有他。Ben okumadan yapamam. 1) 我不能不读书。 2) 我不读书不行。Yaptığı hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek 帮倒忙
◆ Yapma! 噢, 这不可能!Yapacağımı ben bilirim. 那就走着瞧吧, 我会让你知道我的厉害。Yapacağını yap! 干你的肮脏勾当去吧!Yapacağını yaptı. 他尽其所能地暗中使了坏。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • yapmak — i, ar 1) Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan 2) nsz Olmasına yol açmak Durgun sular sıtma yapar. 3) nsz Yol almak 4) Onarmak, tamir etmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapmak — kapamak, sed etmek; yapılmak, kapanmak, mâmul yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapmak — örtmek, kapamak; kurmak, yapmak, I, 348, 374; III, 33, 57 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • afi kesmek (veya satmak veya yapmak) — birine karşı gösteriş yapmak, kabadayılık etmek Yanındaki kıza afi yapmak için onun önüne, dilenciye sadaka verir gibi bahşiş fırlatan bir züppeyi, bıraksalar öldürecekti. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atak yapmak — akın yapmak, atılım yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • egzersiz yapmak — is. 1) alıştırma yapmak O akşam yalnız olduğum için kemanda bazı egzersizler yapmaya başladım. P. Safa 2) sağlıklı yaşam için spor yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • idman yapmak — beden hareketleri yapmak Evinden yalnız idman yapmak için çıktığına eminim. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • indirim yapmak — fiyatta değer düşürümü yapmak, iskonto yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kulis yapmak — 1) herhangi bir toplulukta oturumlar dışında gizli çalışmalar yapmak 2) bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefis muhasebesi yapmak — insan isteklerini, hırslarını ve yaptıklarını gözden geçirmek, doğru veya yanlışlarını vicdanının süzgecinden geçirip bir değerlendirme yapmak Normal yaşamının çekişmeleri içinde tekerlenip giden insan, bayramlarda bir nefis muhasebesi yapmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sözleşme yapmak — huk. bir sözleşmeyi yazılı olarak belirlemek, mukavele yapmak, kontrat yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”